Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği bölümünün tamamen İngilizce programının ilk öğrencilerinden biriyim. Her şeyden önce geçtiğimiz 4 senede unutulmaz arkadaşlıklar edindim bu fakültede. Çok iyi hatırlıyorum, bölümdeki ilk dersimizde (EHB’ye Giriş dersi) Tayfun hoca, bizim bu bölümden mezun olanlara bakıyorsun, bambaşka çeşitli birçok alanda çalışıyorlar demişti. Bugün geriye baktığımda bunun ne kadar doğru olduğunu görebiliyorum. Sanırım İTÜ EHB’de okuyup bu bölümün sınırlarını en çok zorlayan öğrencilerinden biriyimdir. Öncelikle EHB, Fizik dahil birçok programla Çift Anadal imkanı sunuyor. Çok rahat bir şekilde yurtdışında staj yapabiliyorsunuz. Ayrıca değişim programlarıyla farklı bir ülkede de bir ya da iki dönem boyunca okuyabiliyorsunuz. Bunlar benim bu fakültede yaptıklarımdı.
Peki, şimdi ne çalışıyorum? Kuantum mikrodalga teorisi ve circuit QED (devre kuantum elektrodinamiği) alanlarında araştırma yapıyorum. Bu alanlar temel düzeyde bazı fiziksel soruları yanıtlamaya çalıştığı gibi geleceğin teknolojisini de yaratan alanlar. Bir kuantum bilgisayarı yapmak bu yollardan geçiyor. Kısacası, bu bölümde okumak günümüz teknolojisiyle bağlantısından dolayı size iyi bir kariyer sunabilir. Biraz daha ileri gider ve bölümün farklı bir alanla kesiştiği noktaları yakalayıp kendinizi bu alanlarda geliştirirseniz, lisansınız bittiğinde birden fazla alanda edindiğiniz bilgiler ve kabiliyetler dolayısıyla çok daha önemli pozisyonlar elde edebilirsiniz. Yine de siz siz olun, tüm bunları yaparken İTÜ’de eğlenmeyi unutmayın!
Ceren Burçak Dağ
EHMB 4. sınıf öğrencisi
20-09-2014
2010 – 2013 yılları arasında İstanbul Teknik Üniversitesi Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği bölümünde lisans eğitimi aldım. Meslek olarak elektronik ve haberleşme mühendisliğini seçmemin yegane sebebi bunların günümüzün en önemli teknolojileri olmasıdır. İTÜ’yü tercih sebebime gelirsek, bir yapının “Üniversite” olabilmesi için gerekli en önemli şeyin köklü bir tarih olduğuna inanırım. Bu açıdan İTÜ’nün etkileyici bir tarihe sahip olması benim üniversite seçimimde etkili olmuştur. İTÜ aldığım eğitimle ilgili görüşümse tüm hocalarımızın bütün iyi niyeti ile sahip olduğu bilgileri bizlere aktarma çabası içinde olduklarıdır. Ayrıca ben bölümümüzde her şeyin eğitimle sınırlı kaldığını da düşünmüyorum. İTÜ gibi büyük bir ailenin içinde yetişen bir fert olarak, ben, kardeşlik, namus, şeref gibi insani değerleri de tam olarak burada anladığımı düşünüyorum. Ben, İTÜ’nün bizleri sadece bir “mühendis” olarak mezun etmesinden öte biz “mühendis”lere 200 yıllık tarihi ve değerli hocalarıyla hayata, insana ve doğaya farklı bir bakış açısı sunduğu kanaatimdeyim. Bugün, hayatımı yine bu büyük ailenin içinde bir doktora öğrencisi ve araştırma görevlisi olarak sürdürmekten hoşnut olduğumu söylemeden edemeyeceğim.
En derin sevgi ve saygılarımla,
Mehmet Nuri Akıncı
Müh. (İTÜ)
Doktora öğrencisi - Araştırma Görevlisi
İstanbul Teknik Üniversitesi
30-09-2014
Merhabalar, ben İstanbul Teknik Üniversitesi’ne 2010 yılında girdim ve lisans hayatımın son senesindeyim. Geriye dönüp baktığımda, İTÜ’ye gelerek ve bölümümü seçerek kendim için iyi bir karar verdiğimi düşünüyorum. Öncelikle bölümün avantajlarından bahsedeceğim. Kendi alanında çok başarılı ve yetkin olan, çok değerli hocalar ile tanıştım. Teknik Üniversite olmamız dolayısıyla, bölümüzde birçok farklı çalışma alanı (Telsiz Haberleşme, VLSI, RF Elektronik, Elektromanyetik vb.) ve bu alanlarla ilgili laboratuvarlar bulunmaktadır. ITU VLSI LABs’da staj yapmış birisi olarak söyleyebilirim ki, laboratuvarlar kendinizi geliştirmeniz ve derslerde öğrendiklerinizi pratiğe dönüştürmeniz için iyi bir olanak sağlıyor. Bölümümüzdeki anlaşmalar sayesinde, her yıl Elektronik ve Haberleşme Bölümünden birçok öğrenci ERASMUS programı ile yurtdışında eğitim görme fırsatı yakalıyor. Ben de bu sene ERASMUS kapsamında Polonya’da bulundum. Fakat bunların yanında, bölümümüzün bizlere kazandırdığı düzen ve disiplin becerilerinin kendim için çok önemli olduğunu düşünüyorum.
İTÜ’nün avantajlarını sanırım sayarak bitiremem. Ben eğitim dışındaki; sosyal, kültürel ve spor faaliyetlerin bahsedeceğim. Mesela ben ücretsiz olarak tenis oynamayı öğrendim, yabancı dil dersi aldım, 7x24 açık olan Mustafa İnan Kütüphanesinde kendimi geliştirme şansı buldum, çeşitli kulüp faaliyetleri ile boş zamanlarımı değerlendirdim ve daha niceleri. Bu yüzden verdiğim karardan dolayı çok mutluyum. 4 sene boyunca çok güzel arkadaşlar edindim ve çok değerli hocalar ile tanışma şansı buldum. Eğer sizde İTÜ Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği Bölümüne gelmeye karar verdiyseniz şimdiden sizi tebrik eder ve size başarılar dilerim.
Asil Koç
EHMB 4. sınıf öğrencisi
12-10-2014
2013 yılında İTÜ Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği bölümünü kazandığım zaman ilk hissettiğim Türkiye’nin bu kadar köklü ve donanımlı bir üniversitesinde geleceği her anlamda değiştirebilecek bir bölüm kazanmış olmanın ne kadar gurur verici olduğuydu. İyi yerlere gelmiş ve iyi yetişmiş olan çoğu başarılı mühendisin yolunun İTÜ’den geçtiğini gördükten sonra tercihlerimde İTÜ’yü yazmış olmam şaşırılacak bir şey değildi tabi ki. İlk kez 11.sınıfta lisedeki hocam bizi İTÜ’yü gezmek için getirdikten ve kampüsü gördükten sonra “Evet, 2 yıl sonra ben de burada olacağım.” demiştim ve bunu başardığım için çok mutluyum.
Şuan EHB 2.sınıf öğrencisiyim ve bu 2 yıl içerisinde kendime çok şey kattığımı düşünüyorum. Öncelikle benim için kocaman bir aile olan İTÜ IEEE öğrenci kulübü ile tanıştım, şu an Communications Society’de Türkiye’deki ilk ve tek haberleşme haftası olan “Communications Week” etkinliğinin koordinatörlüğünü yapmaktayım. Bu görev bana şirketlerle olan ilişkilerin nasıl yürütüleceğini, bir etkinliğin nasıl oluşturulacağını, planlamaların nasıl yapılması gerektiğini öğretmenin yanı sıra kendime güvenimi kazandırdı. Bence bir öğrenci buraya sadece derslere girip çıkmak ve ders çalışmak için gelmemeli; içindeki her türlü fırsattan yararlanmalı, kulüplere katılmalı, belki tiyatro yapmalı, dans etmeli kısacası mühendisliğin dışındaki farklı alanlarla olan bağını koparmamalı. Çünkü üniversite hayatı bitince bunları yapmaya fırsat kalmayabilir, İTÜ’yü iyi değerlendirmek gerek!
Tuana Ensezgin
EHMB 2. sınıf öğrencisi
İTÜ IEEE Öğrenci Kolu - Communication Society Başkan Yardımcısı
24-01-2015
2012 yılında İTÜ Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği bölümüne kayıt yaptırdım. 4 senelik bir hedefimdi ve sonunda kazanmıştım. Türkiye’nin ilk teknik üniversitesinde okuyacak olmanın heyecanıyla üniversitenin 241 yıllık tarihine indikçe gördüm ki Türkiye’nin aydınlarının, bilim adamlarının beşiği bir okuldaydım. Özellikle Elektronik-Elektrik Fakültesi mezunlarının Türkiye’de yapılan teknolojik alanlardaki ilklerde hep imzaları bulunmakta. Bunları gördükçe üniversitemi ve bölümümü tercih ettiğim için daha mutlu oldum.
Şuan 2. Sınıf öğrencisiyim; okuldaki üçüncü senem. Bir sene hazırlık okuduktan sonra bölüme başladım. 1. Sınıfın başında tanıştığım İTÜ IEEE öğrenci kulübü şuan tam anlamıyla hayatım oldu. Dünyanın en büyük profesyonel mühendislik topluluğu olan IEEE hayatıma inanılmaz bir renk kattı. Bu sene kulüp içersinde yer alan Communications Society Başkanlık görevini yürütüyorum. Communications Society olarak haberleşme sektöründeki son gelişmeleri yakından takip ederek seminerler, teknik geziler, eğitimler gerçekleştiriyoruz. Türkiye’de kurulmuş ilk Communications Society olma özelliğine de sahibiz. Onun dışında İTÜ’de yer alan 130 aşkın öğrenci kulüplerinde de yer alabilirsiniz; IEEE kalan boş vakitlerimde ise ikinci kulübüm Edebiyat kulübünde etkinlik sorumlusu olarak görev alıyorum.
İTÜ’ye geldiğiniz zaman çok daha iyi anlayacaksınız; İTÜ size bir marka kazandırır ancak bunu ne kadar kullanabileceğiniz size bağlıdır. O yüzden elinizden geldiğince sosyal ve sportif olarak İTÜ’den yararlanın!
Burhan Öztaner
EHMB 2. sınıf öğrencisi
İTÜ IEEE Öğrenci Kolu - Communication Society Başkanı
26-01-2015
İTÜ Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği bölümüne 2011 yılında girdim. Mühendislik düşünenler için İTÜ'nün nasıl bir anlam taşıdığını herkes bilir. Okulumuz gerek sosyal anlamda gerekse teknik anlamda öğrencinin isteklerini her yönüyle karşılıyor. Fakültemizde, bölümümüzün bütün dallarının laboratuvarları mevcut. Laboratuvarlarımızdaki projelerde çalışma imkânımız var. Yine fakültemiz bünyesinde faaliyet gösteren birçok kulüp var. Kulüplerin çatısı altında çok farklı etkinlikler düzenleniyor. Kulüp etkinlikleri ile sektördeki şirketler ile tanışma şansı buluyoruz. Üniversite ortamı elbette liseden oldukça farklı, bireyi kendi ayakları üzerinde durması için hayata hazırlayan bir yer sonuçta. Bu yüzden sizin yönelimleriniz ve tercihleriniz çok önemli. Gerek uzmanlaşmanız gereken konu gerekse faaliyet göstermek istediğiniz kulüp olsun, hepsi sizin tercihinize bakıyor. Tüm bunların dışında öğrenci ile idari kadrolar arasındaki iletişim sağlayan ve var olan ufak sıkıntıları gideren öğrenci temsilciği meselesi var. Ben Ekim 2014'te yapılan seçimler sonucunda Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği Bölümü Öğrenci Temsilcisi seçildim. Ardından Fakültemizin Öğrenci Temsilciliğini yapmak da bana düştü. Üniversite Öğrenci Temsilcileri Konseyinde, diğer temsilci arkadaşlarla beraber, Üniversitemizin sorunlarına öğrenci odaklı çözümler getirmeye çalışıyoruz. Bu iş biraz da gönüllülük meselesi tabii ki. Sonuç olarak İTÜ'ye girdikten sonra yapabileceğiniz birçok farklı şey var. Benim tavsiyem üniversite hayatını, kendinizi geliştirecek şekilde dolu dolu yaşayın çünkü geçen yıllar geri gelmiyor.
Alpaslan Garip
EHMB 4. sınıf öğrencisi
EHMB ve EEF Öğrenci Temsilcisi
27-01-2015
Matematik ve Fizik bilimlerine olan ilgim ve teknolojiye olan merakım 2010 yazında beni İTÜ Elektronik ve Haberleşme Mühendisliğine yönlendirdi. İTÜ Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği lisans programında bulunduğum 4 yıl boyunca (2011-2015) her geçen gün kendimi ve vizyonumu geliştirme fırsatı yakaladım. Dersler dışında RF Elektronik laboratuvarında geçirmiş olduğum 2 yıllık süre boyunca da birçok uluslararası yarışmaya ve konferansa katılma fırsatı yakaladım. RF Elektronik laboratuvarında tamamlamış olduğum bitirme projem ile Arizona/ABD’de düzenlenen Uluslararası Mikrodalga Sempozyumu 2015 öğrenci tasarım yarışmasında 1. oldum ve IEEE MTT-S tarafından her sene 10 lisans öğrencisine verilen lisans başarı bursunu almaya hak kazandım. İTÜ'nün belirli mesleki kalıpları aktaran değil öğrenmeyi ve araştırmayı öğreten eğitim anlayışı ile geçirdiğimiz lisans hayatımız sonucunda; sorgulayan ve yeni bilgiler üreten mühendisler olarak yolumuza devam ediyoruz. Ayrıca araştırma laboratuvarlarında sürdürdüğümüz projeler ile araştırma ve geliştirme ortamını, zaman ve kaynak yönetimini tecrübe ederek üniversitemizden yetkin bir araştırmacı kimliği kazanarak mezun oluyoruz. Son olarak; tekrar 2010 yazına dönsem aynı tercihi tereddütsüz yapacağımı net olarak belirtmek isterim. İlkelerinden ödün vermeden, rutini tekrarlayanların değil yeniyi arayanların ve uygulayanların üniversitesine şimdiden hoş geldiniz!
Eşref Türkmen
Müh. (İTÜ)
08-07-2015
Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği Bölümü’nden 2015 bahar döneminde bölüm ve fakülte birincisi olarak mezun oldum. Mesleği tercih etmemin sebebi, çocukluktan beri bir bilgisayarın nasıl çalıştığını anlamamam ve merak etmemdi. Tek bildiğim ise bilgisayarın içinin çiplerle dolu olduğuydu, o halde bu çiplerin ne yaptığını ve nasıl yapıldığını, yani mikroelektronik tekniğini öğrenmem lazımdı. Demek istediğim, bölüme girerken karmaşık beklentileriniz olmayabilir, ancak mühendislik eğitimi süresince elektroniğin uçsuz bucaksız genişliğini, derinliğini ve merak edilecek çok daha fazla konu olduğunu görüyorsunuz.
Bildiğim kadarıyla, Türkiye’de mikroelektronik çalışılan ilk üniversite İTÜ. Türkiye’de ve dünyanın dört bir yanında okumakta, çalışmakta ve öğretmekte olan mezunlarımız, bu köklü ve kaliteli eğitimin kanıtı. Ayrıca ikinci yılımdan itibaren mensubu olduğum İTÜ VLSI Laboratuvarı, sunduğu dersler, yürüttüğü projeler ve laboratuvar altyapısıyla Türkiye’de bu alanda kurulmuş en gelişmiş üniversite laboratuvarı. Bu nedenle, Türkiye’de elektronik eğitimi veren tüm kurumlar içerisinde İTÜ benim için en iyisiydi ve beklediğimden fazlasını buldum.
İTÜ’de eğitimim süresince birbirinden değerli akademisyenlerden ders aldım. İTÜ öyle bir üniversite ki, neyi başarmak istiyorsanız size yol gösterecek doğru insanı bulabiliyorsunuz. Bu yolda ihtiyaç duyacağınız her türlü imkan da İTÜ’de mevcut. Yalnız bir kural var: Çok çalışmak, arı gibi. İTÜ’de çalışkan öğrencinin çabalarının boşa gitmediğine defalarca şahit oldum. Her üniversitede olduğu gibi, İTÜ’de de çok çalışmadığınız takdirde bu saydığım köklü eğitimin, değerli akademisyenlerin ve altyapının hiçbir faydasını göremezsiniz çünkü üniversitede bilgiye siz ulaşmak zorundasınız. Sadece ders dinleyerek mühendislik sanatını öğrenemezsiniz, sadece diplomanız ve biraz fikriniz olur. Bu sebeple tüm öğrenci arkadaşlarıma tavsiyem, üniversitemizin değerini bilin ve ne istediğinizi bilerek çok çalışın, kovalayın. İTÜ’yü tercih etmeyi düşünen genç arkadaşlarıma da tavsiyem, kendi en iyinizi bulmak için tüm fırsatlarınızı detaylıca araştırın. Eğer hedeflerini belirleyebilen ve bu uğurda gecesini gündüzüne katarak çalışmayı göze alan biriyseniz, İTÜ’den şüpheniz olmasın.
Arda Uran
Müh. (İTÜ)